Analiz: K-Pop’ın kralları, global pop listelerine hükmediyor; ancak Amerikan radyosu hala onlara sevgi göstermiyor.
Bangtan Boys olarak da bilinen BTS, dünyanın en başarılı gruplarından biri. Grup şimdiden; The Beatles‘ın sahip olduğu, bir yıl içerisinde Billboard 200‘de üç tane 1 numaralı albüm rekorunu kırdı. Akılda kalıcı şarkıları, Spotify‘da 8 milyardan fazla kez dinlendi ve muhteşem videoları, yalnızca geçen yıl YouTube‘da 6 milyardan fazla izlendi – Bu, Jonas Brothers‘ın izlenmelerinden 11 kat daha fazla. BTS’in son albümü “MAP OF THE SOUL : 7”; 2020’de şimdiye kadar, ABD’de en çok satan grup albümü oldu. En son düzenledikleri ABD turu, StubHub‘da Taylor Swift ve Ariana Grande‘den bile daha fazla sattı.
Ancak global çaptaki başarılarına rağmen BTS, Amerikan radyosunda sınırlı bir yayın elde ediyor. MRC Data / Nielsen Music tarafından izlenen radyo istasyonları, geçtiğimiz yıl sadece 83.000 kez BTS çaldı.
BTS ile karşılaştırıldığında; Harry Styles 3 kat, Taylor Swift 18 kat ve Post Malone 27 kat daha fazla çalındı. Radyo; böylesine büyük ölçekte başarılı bir grubu, özellikle de global bir kitleye sahip olan grubu görmezden gelerek, radyo dinleyicilerini küçümsüyor.
BTS ayrıca, 850’den fazla istasyonuyla ülkenin en büyük radyo ağı olan iHeartMedia‘da sınırlı yayın elde ediyor. Müzik analizi aracı Soundcharts‘a göre; en büyük istasyonlardan olan Los Angeles’taki KIIS-FM ve New York’taki Z100, BTS’in son single’ı “ON”u yalnızca yayımlandığı gün bir kez çaldı.
NowThis olarak bunun nedenini daha iyi anlamaya çalıştık; ancak iHeartMedia, makalenin yayımlanma zamanına kadar sorumuza bir yanıt vermedi.
“O aptal büyük hite sahip olmak isteyen, belirli tarz bir sanatçı için … FM radyo, hala bir çeşit kingmaker*.”
Bu iki radyo istasyonu, geçmişte diğer BTS şarkılarını biraz daha fazla desteklemişti – Halsey‘le işbirliği yapılan “Boy With Luv”ı; KIIS-FM, 350 kez ve Z100, 100 defadan fazla çaldı. Ancak yine de BTS’in sayıları, ilk 40’da yer alan diğer isimlerle karşılaştırıldığında sönük kalıyor. KIIS-FM ve Z100 (30 Mart’a kadar), Dua Lipa’nın “Don’t Start Now” şarkısını, sırayla yaklaşık 1.300 ve 1.800 kez çaldı.
Yine de BTS, geçtiğimiz yıl iHeartMedia’nın “Jingle Ball” konserinde sahne aldı. Disney Channels Worldwide‘ın Müzik Stratejisi Başkan Yardımcısı ve Ekim 2017’den bu yana yaklaşık 10.000 kez BTS şarkıları çalan Radio Disney Network‘ün Genel Müdürü Phil Guerini; “Şu soruyu sorardım: Neden sizi desteklemeyen biri için performans sergileyesiniz ki?” dedi.
Sanatçılar; profillerini kuvvetlendirmek için, genellikle radyo şovlarında ya da çok katılımlı promosyon konserlerinde sahne alırlar.
Radyo, 2020’de hala önemli; çünkü ister arabada çalınıyor isterse çevrimiçi dinleniyor olsun, oldukça geniş bir kitleye sahip olmaya devam ediyor. Nielsen‘ın verilerine göre; 18 yaş ve üstü 244,5 milyon Amerikalı hala her ay radyo dinliyor. Bu; akıllı telefonlar da dahil olmak üzere, diğer tüm cihazlardan daha fazla sayıda kullanıcı anlamına gelir.
Billboard‘un eski yazı işleri müdürü ve Syracuse Üniversitesi Newhouse School’daki Bandier Programı’nın direktörü Bill Werde; “Büyükannenizin bildiği, diş hekiminizin bildiği, dünyadaki herkesin bildiği o aptal büyük hite sahip olmak isteyen belirli bir tip sanat için, FM radyo hala bir çeşit kingmaker.” diye açıkladı.
Radyo, gençler arasında da şaşırtıcı derecede popüler olmaya devam ediyor: 12-17 yaşlarındaki gençlerin %93’ü hala radyo dinliyor.
Radyo, Neden BTS Çalmaktan Korkuyor?
Radyo sektörü; dinleyicilerin, dinlemeye devam etmesini istiyor. Bill Werde; “İnsanlar radyonun, yeni müzik çalmakla ilgili olduğunu düşünüyor ama öyle değil. Radyo, bir dinleyici kitlesini korumakla ilgilidir. Bu şekilde ödeme alırlar… Bir radyo istasyonu, bir şarkıyı listesine eklemiyorsa; bunun nedeni, insanların istasyonu değiştirmesine neden olacağına inanmalarıdır.” dedi.
Bu sebeple, birçok radyo istasyonu yeni sanatçılarla risk almaz.
“Belirli bir şarkı muazzam derecede konuşulmadıkça, insanların henüz duymadığı şarkıları gerçekten çalmak istemiyorlar.”
“Sektördeki insanlar, K-Pop’u anlamadıklarını söylediler. BTS’in neden bu kadar büyük olduğunu anlamıyorlar. Yalnızca anlamıyorlar.”
Sektör genel olarak; İngilizce olmayan şarkıların, dinleyicilerin ilişiğini kesmesine neden olacağından korkuyor. “Bir radyo programcısı, dinleyicinin birlikte şarkı söyleyeceği ya da rap yapacağı şarkılar istiyor.” diyor grafik analisti, pop eleştirmeni ve “Hit Parade” programının sunucusu Chris Molanphy.
“Dinleyiciden bağlılık istiyorlar. Buna yabancı düşmanlığı deyin, bu kesinlikle onun bir parçası. Ancak yıllar boyunca, İngilizce dışındaki dillerden hitlerin yetersiz tarihine baktığınızda; BTS’in bu zorlukla karşılaşacağı gerçeği, o kadar da şaşırtıcı değil.”
Sektörden bir uzman; “Boy With Luv; Halsey ve Ed Sheeran ya da Halsey ve Justin Bieber işbirliği olsaydı, hiç kimse bu şarkıyı çalmaktan şüphe etmezdi.” diye belirtti. Kaynağımız, ocak ayında iHeartMedia‘dan çıkarıldığı ve şu anda iş aradığı için, isminin anonim kalmasını istedi.
İngilizce olmayan şarkılar, her program direktörü tarafından reddedilmiyor. Ülke çapındaki aykırı değerler arasında, Kansas’tan Beth Cruise da bulunmakta. 105.9 KISS-FM‘de program direktörü olarak, haftada yaklaşık 35 kez “ON”u çalıyor ki bu, Dua Lipa’nın “Don’ Start Now” şarkısının yarısı kadar sıklıkta demek.
Beth Cruise; “Sektörde olup, K-Pop’u anlamadıklarını söyleyen insanlar var. BTS’in neden bu kadar büyük olduğunu anlamıyorlar. Yalnızca anlamıyorlar.” dedi.
“BTS’in, radyodaki dil engelini aşması için; olağanüstü bir hit, kelimenin tam anlamıyla olağanüstü bir hite sahip olması gerekecek.”
Radyo; genç izleyiciler arasında popüler olan müziklerin, daha yaşlı dinleyicilerin istasyonu değiştirmesine neden olur diye de endişe duyuyor. Edison Research‘te Müzik ve Programlama Başkan Yardımcısı ve Ross On Radio haber bülteninin yazarı olan Sean Ross, “Pop radyo, her zaman genç sanatçılar konusunda ihtilafa düştü. Bazı gruplar; ‘New Kids on the Block’ ya da ‘Backstreet Boys’ olacak kadar büyük ve inkar edilemez hale geliyor. Diğer zamanlarda, program yöneticileri kum havuzuna bir çizgi çizer. Justin Timberlake, Selena Gomez, Miley Cyrus veya Liam Payne’i, büyüdüklerinde ve daha fazla yetişkin şarkıları yapmaya başladıklarında muhattap almayı tercih ettiler.” diye açıkladı.
Justin Bieber bile; 2015’teki “What Do You Mean?”e kadar, “Ana Akım Ulusal Radyolarda En Çok Çalınan 40 Şarkı” listesinde 1 numaraya ulaşamadı.
Chris Molanphy; “Top 40 listesini öncelikle gençler tarafından dinlenen bir şey olarak düşünen insanları, bu söylediğim şaşırtabilir… Ancak bu 40 şarkının progamlayıcılarının geneli, örneğin 16 – 18 veya 20 yaşından büyük insanları yabancılaştırmak istemiyor.” diye belirtti.
Radyo, BTS Çalmaktan Neden Korkmamalıdır?
Radyo programcıları, İngilizce olmayan global hitleri çalmaktan korkmamalıdır. Amerikalı dinleyiciler, kendilerine tanıtıldıklarında bu tarz hitlerden hoşlanırlar. Yayımlandıkları yıllarda radyo hitleri olan “Despacito”, “Gangnam Style” ve “Macarena”yı göz önüne alın. Çok az sayıda olmasına rağmen; bu örnekler Amerikalıların, İngilizce olmayan bir şarkının etrafında toplanabileceğini gösteriyor. Bunu destekleyecek bilimsel çalışma bile var. Yapılan araştırmalar; tüketicilerin, özellikle reklamverenler tarafından imrenilen genç yetişkin demografinin (18-34), çeşitli keşif ve olağanüstü deneyimleri sevdiğini ortaya koyuyor.
Molanphy; “BTS’in, radyodaki dil engelini aşması için; olağanüstü bir hit, kelimenin tam anlamıyla olağanüstü bir hite sahip olması gerekecek.” diye tembihledi.
Werde ise, “Göreceğiniz şey; radyo şans vermeye başladığında, stream sayılarında ani bir artış olacağıdır.” diye öngörüde bulundu.
Radyo programcıları; büyük hayran kitleleri olan grupları göz ardı ederlerse, yeni dinleyiciler çekme fırsatlarını kaçırıyor olabilir. BTS’in müziği sadece gençler arasında değil, aynı zamanda genel bir kitlede popüler. Şarkıları; depresyon, nesiller arası bölünmeler ve kendini sevme gibi karmaşık sorunlarla ilgili. Son albümleri; persona (dünyaya gösterdiğimiz yüz) ve shadow (saklamaya çalıştığımız yüz) gibi psikolojik konuları inceliyor.
Türlere meydan okuyan müzikleri; yalnızca K-Pop değil, aynı zamanda EDM, hip-pop ve R&B’dir. BTS üyesi Suga, şubat ayında Grammy‘ye yaptığı konuşmada; “Bence müziği türlere ayırmak gittikçe daha az anlamlı hale geliyor.” dedi. Grup üyeleri V, Jungkook ve J-Hope da; “Tür, BTS” diye ekledi.
Yani BTS‘i, genç popu olarak reddetmek haksızlıktır. BTS üyeleri çıkış yaptıklarında oldukça gençlerdi ama şimdi hepsi 20’li yaşlarında – ve hayranları ARMY‘ler de onlarla birlikte büyüdü. Aslında ARMY‘lerle ilgili en büyük yanılgı; onların gerçekte tüm ırkların, cinsiyetlerin ve yaşların dahil olduğu çok çeşitli bir hayran kitlesiyken, “çığlıklar atan ergen fangirl’ler” olarak nitelendirilmesidir.
Nihayetinde, radyonun Amerikalı dinleyicilerle ilgili inançları, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olabilir. Radyo nadiren İngilizce olmayan global hitler çalarsa, dinleyiciler bu şarkıların farkında olmayacaktır. Ancak radyo bu şansı onlara verirse, dinleyiciler de bu müziği takdir etmeye başlayabilir. Hayranlarının açıkça gösterdiği üzere, BTS’in şarkıları yadsınamaz derecede çekici. Çoğunlukla Korece olan şarkı sözlerini tam olarak anlamadan bile, keyif alacak çok şey var.
Çok uzun bir süre, bir başka Amerikan kurumu olan Hollywood; azınlıkların başrolde olduğu filmlerin, gişede başarılı olamayacağına inanıyordu. Son yıllarda, gişe rekorları kıran “Black Panther” (ağırlıklı olarak Siyahi oyuncular) ve En İyi Film Oscar‘ını alan “Parasite” (Korece altyazılı), geniş çaptaki Batılı izleyicilerin tüketiyor olması gereken medya hakkındaki bu tür eski inançlara meydan okumaya başlıyor. Hollywood zamanla evrim geçirebiliyorsa, neden Amerikan radyosu da geçiremesin?
Kaynak: Now This
*Kingmaker: Siyasal nüfuzunu kullanıp, liderleri iktidara getirebilme kapasitesine sahip olan kimse.
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.