Spotify‘ın 2025 Global Etki sıralaması; JENNIE, Jin ve j-hope‘un önderliğinde K-Pop’ın solo sanatçılığa ve global iş birliklerine doğru yöneldiğini vurguluyor.
Spotify‘ın yakın zamanda yayımladığı 2025 Global Etki (2025 Global Impact) listesi, K-Pop dünyasında büyük bir değişim yaşandığını, solo sanatçıların hakimiyet kurduğunu ve global iş birliklerinin türün dünya çapındaki büyümesinde itici bir güç haline geldiğini ortaya koyuyor.
Grup Kimliğinden Bireysel İfadeye
1 Ocak – 30 Haziran 2025 tarihleri arasında Spotify verileri, Kore dışında en çok dinlenen 30 K-Pop şarkısından 19’unun solo sanatçılara ait olduğunu gösterdi. Hatta, ilk 10 şarkıdan 9’unun solo performanslar olması, global dinleyicilerin bireysel hikaye anlatımına ve sanatsal kimliğe doğru ilerlediğini ve onlarca yıldır K-Pop’ı tanımlayan grup merkezli modelden uzaklaştığını açıkça gösteriyor.

Yılın öne çıkan yıldızı, BLACKPINK‘ten JENNIE‘den başkası değil. İlk albümü Ruby‘den Like JENNIE adlı solo parçası listede 1 numaraya yerleşti. Etkileyici bir şekilde, albümden 9 şarkı listeye girerek JENNIE‘nin bağımsız bir sanatçı olarak güçlü global çekiciliğini ve tutarlı, yankı uyandıran bir müzikal anlatı yaratma yeteneğini kanıtladı.

BTS üyeleri Jin ve j-hope da solo olarak önemli bir etki yarattı. Jin‘in Don’t Say You Love Me parçası 2. sırayı alırken, j-hope 4 parçayla katkıda bulundu: Mona Lisa (#4), Sweet Dreams (#6), LV Bag (#10) ve Killin’ It Girl (#16). Bu başarı, BTS‘in mirasını –sadece güçlü bir grup olarak değil, aynı zamanda bireysel global ikonlar için bir sıçrama tahtası olarak– yeniden doğruluyor.
Çeşitlilik ve Uluslararası Erişim
Liste, BTS ve BLACKPINK‘in ötesine geçerek yeni nesil idollerin yükselen etkisini ve ikonik geri dönüşlerini sergiliyor. NCT‘den TEN, Stunner ile birlikte sahne aldı, G-DRAGON, Too Bad ile güçlü bir geri dönüş yaptı ve BTS‘ten RM, askerlik görevini yerine getirirken yayımlanan Stop The Rain‘de Tablo (Epik High) ile iş birliği yaptı.

Gruplar da güçlü kalmaya devam ediyor. LE SSERAFIM, Hot (#9) ve Come Over (#23) ile katkıda bulunurken, IVE, Rebel Heart ve Attitude ile etkileyici bir performans sergiledi. Öne çıkan diğer gruplar arasında TXT, GOT7, SEVENTEEN, MEOVV ve BOYNEXTDOOR yer alıyor ve bu da K-Pop‘ın genişleyen çok yönlülüğünü yansıtıyor.
2025’in belirleyici trendlerinden biri, yüksek profilli global iş birliklerinin yükselişi. Bunlar sadece denemeler değil; K-Pop sanatçılarının global pop ekosistemine yerleşmek için uyguladıkları daha geniş kapsamlı bir stratejinin parçası.

JENNIE, Ruby albümünde Dua Lipa, Dominic Fike, Doechii, Childish Gambino ve Kali Uchis gibi yıldızlarla ortaklık kurarak bu yolda öncü rol üstleniyor. Bu iş birlikleri, müziğine lezzet katmakla kalmıyor, aynı zamanda kıtalar arası, özellikle ABD ve Avrupa’da etkisini artırıyor.
Bu arada j-hope, Pharrell Williams, Miguel ve GloRilla ile iş birliği yaparak türler arası başarı serisini sürdürdü. Grammy ödüllü Anderson .Paak ile iş birliği yapan G-DRAGON‘ın Too Bad albümü, klasik R&B-funk ve modern esintileri bir araya getirmesiyle övgü topladı ve “Doğu ile Batı arasında kültürel bir el sıkışma” olarak nitelendirildi.
K-Pop’ın Yeni Podyumu: Film Müzikleri
K-Pop, film yoluyla da etki alanını genişletiyor. BLACKPINK‘ten ROSÉ, F1 The Movie‘nin soundtrack’inde yer alan Messy ile hit oldu ve şarkı Global Impact listesinde 14. sıraya yerleşti.

Müzik uzmanlarına göre K-Pop, kişisel kimliğin yüceltildiği ve stratejik global entegrasyonun norm haline geldiği yeni bir döneme giriyor. Bu evrim, sanatçıların kendilerini daha eksiksiz ifade etmelerine olanak sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda K-Pop’ın sürekli rekabet halindeki global müzik endüstrisinde sürdürülebilir bir geleceğe sahip olmasını da sağlıyor.
Kaynak: KBIZoom
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.




